Mesih Planı'ndaki dünya egemenliği özlemi, başkenti Kudüs olan tek bir dünya devleti kurmaktır.
Orijinal ifadesiyle, Novus Ordo Seclorum : Yeni bir Dünya Düzeni. Ordo Ab Chaos : Kaostan kaynaklanan Düzen. Adım adım “Armagedon” için planlanan Yeni bir dünya düzeni. Vaad edilmiş topraklar üzerinde, Türkiye’nin güneydoğu bölgesini, Suudi Arabistan, İran ve Mısır’ın bir kısmını, Suriye, Lübnan, Kuveyt, Filistin ve Ürdün’ün tamamını içine alan Büyük İsrail Devleti. Bu devletin kurulması için en önemli kural Mesih’in gelmesidir. İkinci kural ise “Daha fazla savaş” kuralıdır. Üçüncü kural ise vaad edilmiş topraklar üzerinde kurulacak olan Büyük İsrail devleti, Kubbet-üs Sahra ve Mescid-i Aksa Camisi’ nin yıkılmaları ve yerine Süleyman Tapınağı’ nın tekrar yapılmasıdır. Şimdi Ortadoğu’ya birde bu pencereden bakalım. Yeni bir dünya düzeni planlanmış mı ?. Evet, (Büyük Ortadoğu Projesi ( BOP) ve Kaostan kaynaklanan düzen ; Ortadoğu’nun tamamına kaos hakim. Plan tıkır tıkır işliyordu ki ; İş Suriye’ye gelince, Mesih planı uygulayıcıları aniden yan çizmeye başladılar. Peki ne oldu da kıvırmaya başladılar dersiniz ?. Bir adam çıktı ve BOP tekerleğine çomak soktu. Öyle bir çomak ki ne tutulur, nede gizlenir. Oyun nasıl bozuldu ?. Tunus, Mısır, Libya, Suriye, Bahreyn, Cezayir, Ürdün ve Yemen'de büyük çapta başlayan Arap baharı, Moritanya, Suudi Arabistan, Umman, Irak, Lübnan ve Fas'ta küçük çapta devam etmiş, başarılı olmuştur. İşte bu noktada Türkiye biraz da risk alarak doğru politik hamlelerle muhaliflere destek olmaya karar verdi. Mısır, Libya, Yemen gibi ülkeler rejime karşı direnerek Türkiye'nin açtığı yolda ilerledi. Çünkü Türkiye, Arap ülkelerine liderlik yapan örnek bir ülke konumundaydı. Şundan hiç kuşkunuz olmasın ki, Yıllar sonra tarih sayfaları, Ortadoğu'nun içinde bulunduğu karmaşada Türkiye'nin izlediği yolun en doğru yol olduğunu yazacaktır. Şimdi biraz hafızamızı tazeleyip bir miktar geriye gidelim, Bu planın oyun kurucusu olan ABD, 1980 yılında İran - Irak savaşında Irak’a yani Saddam’a destek vermişti. Peki Rusya kimi desteklemişti dersiniz ?. Fransa, Brezilya, Mısır, Suudi Arabistan, NATO ülkeleri, Varşova Paktı ülkeleri kimi desteklemişti ?. Irak’ı değil mi ?. Unutmadım ; İran’ı destekleyen yokmuydu diyorsunuz değil mi ?. Vardı, olmaz mı ? . İsrail. Peki o gün top yekün Irak’a destek veren ABD ve yandaşları, neden üç yıl sonra bu ülkeye saldırmış, işgal etmiş, milyonlarca insanı öldürmüştü ?. Dikkat ederseniz kimin eli kimin cebinde anlamak çok zor değil mi ?. Şimdi de Mısır’da gerçekleşen İsrail destekli darbeye darbe bile diyemeyen ABD, Suriye için Rusya ile pazarlık halinde. Siz ADB ile Rusya’nın bu tür kayıkçı kavgalarına aldanmayın, onlar tarih boyunca birbirlerine tek kurşun atmamışlardır. O zaman Mesih planına tekrar dönelim. “Yedi tası alan yedi melekten biri gelip, benimle konuştu. “Gel” dedi. “Engin suların kenarında oturmuş, büyük fahişenin çarptırılacağı cezayı, sana göstereyim.” (İncil- Revelation 17/1) “Melek, gür bir sesle şöyle bağırdı ; ''Yıkıldı ! Büyük Babil yıkıldı !. Şimdi cinlerin barınağı, her türlü kötü ruhun uğrağı, her türlü murdar ve iğrenç kuşun sığınağı oldu.” (18/2) “Çektiği ıstıraptan dehşete düşecekler. Uzakta durup, "Vay, vay, büyük kent, güçlü kent Babil !. Bir saat içinde cezanı buldun" diyecekler.” (18/10) (Bağdat'ın, ne kadar çabuk düştüğünü hatırlayın !.) “Ey gök, kutsallar, elçiler ve peygamberler, onun başına gelenlere sevinin !, çünkü Tanrı, onu yargılayıp hakkınızı aldı.” (18/20) David Rockefeller şöyle diyor ; … “Hepinizin de bildiği gibi önümüzdeki en büyük engel Türkiye idi. Fakat Türkiye önce ülke içindeki provokatörlerimiz tarafından çıkarılan terör olaylarıyla ve daha sonra da yine bizim değerli ajanlarımızın uğraşları sonucu yaratılan pkk ile uğraşmak zorunda kalmış ve bu uğurda yüz milyarlarca dolar harcamak zorunda kalmıştır. Bu da ülke ekonomisine büyük bir darbe indirmiştir. Bunun yanında satın aldığımız ülke yönetiminde söz sahibi, özellikle sabetayist kökenli bürokratlar ve işadamları sayesinde ülkede bankalar batırılmış ve ödediğimiz paraların çok daha fazlası bankalardan kaçırılan paralarla ülkemize yatırım olarak geri dönmüştür.”… …“Türk hükümetinin her hangi bir müdahalede bulunacağını sanmıyorum. Suriye’nin ortadan kaldırılması ve İran halkının vaat edilmiş toprakların dışında kalan topraklara sürülmesi ve orada kendilerine bağımsız bir Şii devleti kurulmasına razı olacaklardır. Sonra sıra Kürt devletinin İsrail’e ilhak edilmesine gelecek. Bu noktada sanırım Kürtler biraz baş ağrısı yapabilirler ama Barzani bildiğiniz gibi bir Kürt yahudisidir ve bizim tarafımızda yer alacaktır. Ayrıca Barzani babasının başına gelenleri çok iyi hatırlıyordur ve emperyalist bir devletin dostların her zaman emperyalizme hizmet etmesi gerektiğini bildiğini ve kaderlerine razı olacaklarını umuyorum.” …“En son olarak Sina Yardımadası ve Suudi Arabistan’ın kuzey kısımları işgal edilecek. Ürdün ve Lübnan ise işin en kolay kısmıdır. Suudi ve Ürdün kralları Amerikan bankalarında yatan paralarına dokunmadığımız sürece istediğimiz kadar toprak alabileceğimiz konusunda bize kesin teminat verdiler. Diğer Araplar ise kendilerine dokunulmazsa Amerika Birleşik Devletleri’nde daha fazla yatırım taahhüdünde bulunuyorlar.”… İşte 6 Mart 1991 yılında kurulan BOP, Mesih planı için tam bir uygulama alanı iken “o” adam hayır dedi, Suriye’de rejim gidecek ama devlet bakidir. Tam derenin ortasında tekere sokulan çomak. Bakalım 6 trilyon doları finanse eden ON GİZLİ EFENDİLER bu durumu nasıl çözecekler. İmdi, İncil- Revelation 17. Bölümün 1. Ayetine tekrar bakalım ; “Engin suların kenarında oturmuş, büyük fahişe” , ayetlerin devamına bakılırsa burada kast ettiği Babil kenti. Ayetlerden öyle anlaşılıyor. Bana sorarsanız, “Engin suların kenarında oturmuş, büyük fahişe” ne Babil kentidir, nede başka bir antik kenttir. Bu, ABD’nin ta kendisidir bu tanım, tamda ABD’ye yakışan bir tanımdır. Ne dersiniz ?. Esenlikler Diliyorum. 08.09.2013/Kartepe Sayfaya Geri Dön |
MESİH PLANI
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)